28 Mayıs 2010 Cuma

İnovasyon mu, imitasyon mu daha değerli?

İnovasyon mu, imitasyon mu daha değerli?

Son yıllarda çok sık karşımıza çıkan bir olgu inovasyon. Bir çok şirkette inovasyon departmanları oluşturuldu, çalışanların inovasyona teşvik için çeşitli uygulamalar ve ödül sistemleri kuruldu, inovasyon seminerleri, inovasyon kitapları, daha bir sürü örnek verilebilir. İnovasyonların şirketleri farklılaştıran ve rekabette öne çıkaran en önemli konu olduğu konusu her platformda anlatıldı ve anlatılmaya devam ediliyor. Ancak araştırmalar şirketler için imitasyonun daha değerli olduğunu gösteriyor.
Fikirleri yada uygulamaları kopyalamak gerçekten de iyi bir iş ve etrafımızı dikkatli incelediğimizde sandığımızdan daha fazla yapılıyor. Bir araştırmaya göre incelenen 48 inovasyondan 34’ünün aslında daha önce uygulandığı ancak başarısız olduğu tespit edilmiş. Bu araştırma imitasyon oranının gittikçede arttığını ortaya koyuyor. Size çok daha çarpıcı bir rakam vereyim; ürünlerin değerinin %98’ini inovatorler yerine imitasyon yapanlar elde ediyor.
İmitasyon için ürünün başarılı olmasını beklemeye gerek yok. İyi imitatörler kopyalayacak iyi fikirleri sürekli araştırıyor. Hatta kendi sektörleri ve ülkelerinin dışına bile bakıyorlar ve en önemlisi fikri kopyalarken daha ucuz ve daha iyi yapmaya çalışıyorlar. İnovator şirket ar-ge’ye para akıtmaya ve yatırıma devam ederken imitator şirket ürünü pazara sunmuş ve ilk reaksiyonlara göre Pazar stratejilerini bile oluşturmuş oluyor.
Patentlerin ve kanunların kopyalamaya izin vermeyeceğini düşünebilirsiniz. Ancak fikri farklılaştırarak bu durumu aşmak oldukça kolay. Aslında patentlerin bir fikrin taklit edilmesini engellemesi neredeyse imkansız.
Sektörlerdeki lider oyunculara bakıldığında şaşırtıcı sayıda imitatorün olduğu göze çarpıyor. Örneğin Mc Donald’s aslında White Castle isimli şirketin ilk olarak kurduğu sistemi kullanarak sektör lideri olmuş. Yada ilk kredi kartı uygulamasını başlatan Dinner’s Club, ancak sektör liderleri Visa, Master Card ve Amex.
Sonuç olarak; İmitasyon sosyal olarak çok saygın bir kelime ve uygulama gibi görünmese bile şirketlerin bu konuya ciddi olarak eğilmesi gerekir. Ancak imitasyonda da dikkat edilmesi gereken konular var. Her imitasyonun başarılı olacağı sonucu çıkarılmamalı. Gerçek başarıyı sağlayan elementler kopyalama işleminde gözden kaçabilir, yada bir bölgede işe yarayan bir fikir farklı bir bölgede faydasız kalabilir.







Kaynak: HBR

Tüketici Ne İstiyor?

Tüketici Ne İstiyor?

Tüketiciler; net kazançlarındaki azalma, kredibilitenin düşmesi, daralan iş piyasası ve yüksek enerji fiyatları nedeni ile artık kazançlarını harcama konusunda daha dikkatli davranıyorlar. Artık gösteriş için satın alma yerine sağlam ve uzun vadeli kullanımı olan ürünlere yönelim olacak. Modası geçmesi muhtemel, kalitesiz ve yenilikçi olmayan ürünlerden uzaklaşacaklar.

Bu durumda şirketler ne yapmalı?Araba, beyaz eşya gibi büyük ürünler için güvenliğin yanı sıra servis hizmetlerini de önemli bir değer olarak öne çıkarmalı. Bilgisayar gibi ürünler için upgrade sağlanabilmeli (her yenilikte yeni ürün yerine yeni ürünlerin mevcuda adapte edilmesi). Ayakkabı ve giysiler için müşterilerin dikkati dayanıklılığa çekilmeli. Diyet ürünleri ve spor salonları için uzun vadede sağlık üzerindeki etkisinde bahsedilmeli. Son olarak tüketicilerin yüksek kaliteli ve düşük maliyetli ürünleri tercih ettikleri unutulmamalı.
Güvenlik, dayanıklılık ve uzun vadeli faydaya vurgu yapılmalı.

Kaynak:HBR